Bumerang - Yazarkafe

29 Temmuz 2017 Cumartesi

Bogdana Khmelnitsky / Kievsky Köprüsü



Moskova'daki binlerce köprüden biri olan Bogdana Khmelnitsky Bridge, Kievsky köprüsü olarak da biliniyor. Köprünün tarihi oldukça eski ve ilginç. 1907 yılında farklı bir lokasyonda trenyolunun bir parçası olarak inşaa edilmiş ve adı 2. Nicholas köprüsüymüş. Sovyetler zamanımda köprünün adı Krasnoluzhniky Demiryolu Köprüsü olarak değiştirilmiş. 2000 yılında köprünün yeri de değiştirilerek, şu anki yerine taşınmış ve 2001 yılında açılmış.

Köprü 2002 yılında ise bir dünya rekoruna ev sahipliği yapmış, aynı anda öpüşen en çok çift rekoru. 16 şubat 2002 de 2.326 kişi köprü üzerinde öpüşmüş.

Moskova nehrini yürüyerek geçebileceğiniz güzel bir köprü...Çelik ve camdan yapılmış güçlü görünümlü bir yapı. Sadece yayaların geçtiği bir köprü olduğu için yaya köprüsü deniliyor. Üstü kapalı, yanlarda ise kenarları açık yürüme alanı var. İçinde oturmak için banklar var, manzara izlemek için ideal...İçerde seyyar satıcılar var, biri hediyelik malzemeler, biri de kitap satıyordu. Ayrıca yiyecek, içecek makinaları mevcut. Hem yürüyen merdiven, hem de klasik uzun merdiven ile in/çık yapabiliyorsunuz. Altınızda nehir, mükemmel bir yapı, heyecanlı...Bir de hava güzel ise değmeyin keyfime :)

19 Temmuz 2017 Çarşamba

Guinnes şampiyonu Akvaryum

Dünyanın en uzun silindirik akvaryumu ünvanıyla Guinnes rekorlar kitabında yer alan akvaryum Moskova' da büyük bir alışveriş merkezi olan Aviapark' ın içinde yer alıyor. 23 metrelik akvaryumda 370 bin litre tuzlu suda 2500 den fazla balık yaşıyor. Bu uzunluk ile kendinden önceki en uzun silindirik akvaryum olan 16 metrelik Berlin'deki Aquadom'u geçerek, Guinnes rekorlar kitabında ilk sırayı almış. 28 Ekim 2015' te açılan akvaryum alışveriş merkezine gelenler için farklı bir görsel şov oluyor, her kattan görülebiliyor. Yapı aslında okyanustan bir kesit gibi... Suyun özelliğinden, basıncından kaynaklı her katmanda farklı balık türleri dolanıyor. Akvaryum akrilik camdan yapılmış. Yapıyı yapan şirket International Concept Management, kendileri için de anıtsal bir yapı olduğunu belirtmiş. Su basıncından, temizliğine, filtre dizaynına kadar hepsi özel mimari, mühendislik çalışması ve özel malzemeler ile yapılmış. ..Bizlere de seyretmesi kalmış...

18 Temmuz 2017 Salı

Kiyevskaya Metro Durağı

Rusya denilince akla ilk gelen şeylerden biri de metro... Henüz çok cesur olup, çok metro keşfedemedim. Karışık 3-4 katlı metrolardan korkuyorum. Aslında keşfedip, gezeceğim diye azimle gelmiştim ama daha ilk bindiğimde beklediğimden daha karışık diye düşündüm. Bu ara ise artık başlamak zorundayım dedim ve bir kaç yere metro ile gitmeye başladım. Yakın ve kolay durakları tercih ediyorum tabi ki. Şimdilik zorlamıyor ve keyifli diyebilirim. Benim için en kolayı Kiyevskaya, aynı zamanda oldukça da merkezi bir metro durağı. Dünyadaki en güzel 10 metro durağından biri...1954 yılında açılmış, 53 metre derinlikte bir metro durağı. Metrodan çıktıktan sonraki manzarada oldukça güzel, gezilecek yer ve manzaralardan ayrıca bahsedebilirim ama kısaca bu durak aktarma durağı olmasının ötesinde, inip gezmeye değer bir metro durağı. Büyük tren garı, nehiri yürüyerek geçebileceğiniz Bogdana Khmelnitskogo Köprüsü, Radisson Otel, Avrupa alışveriş merkezi ve parkıyla metro dışında çevrede gezmek de oldukça güzel...
Rusya'da metro keşiflerinde Metro aplikasyonu işe yarıyor, diğer yandan eskiden metrolarda ingilizce yokmuş. Zaten hep de öyle anlatılır malum... Artık hem her durağın ingilizcesi tren içinde durakların altında yazıyor, hem de ingilizce anons yapılıyor. 2018 olimpiyatlarına minnetle...Olimpiyatlar Rusya'da ingilizceyi daha aktif hale getirmiş, ingilizce tabelalar görebiliyorsunuz artık.
Tabi çocukla amaç metro durağını keşfetmekten önce hem kargaşadan kurtulmak, hem gideceğin yerlere ulaşmak olunca kayda değer fotoğraf çok çekemedim ama bu fotoğraflarda bile güzelliği tahmin edebilmek zor değil...
Bu yazıyı da yine Kievskaya'da Avrupa Alışveriş merkezinde Alya Eda'yı uyutmuş, kahvemi içerken yazdım:)
Trafikten uzak, huzurlu yolculuklar dileklerimle...

17 Temmuz 2017 Pazartesi

Zafer Parkı'nda İnanç

Zafer Parkı... Moskova'da merkezde, ulaşımı kolay, büyük güzel bir park. Parkın detaylarını başka bir yazıma saklayıp, şimdi sadece parkın içindeki ibadet binalarından bahsedeceğim... Parka gidip hem kilise, hem sinagog, hem de cami gezebiliyor/ ibadet edebiliyorsunuz. Bu tür kardeşlikleri, saygıyı çok sevdiğim doğrudur...
Gelelim yapılar ve özelliklerine:
St. George's Kilisesi: Parkın ortasında kocaman ihtişamıyla gerçekten güzel bir yapı... Özel bir Ortodoks  Kilisesi. Altın kubbesi ile de göz alıcı... Sovyet döneminde din yasak olduğu için yeni, 1993-95 yılları arasında inşaa edilmiş. İçinin muhteşemliğini anlatmaya gerek görmüyorum, etkileyici olmayan kilise görmedim... Kapadokya'daki asırlar öncesinin kiliseleri de dahil...
Holocaust Anıt Sinagogu: İçi de dışı da kilise ve camiye göre oldukça gösterişten uzak olan bir yapı. Ben ilk defa bir sinagoga girdim. İçinde fotoğraf çekmek yasaktı. Ama merak edenler için internette tabi ki fotoğraflar var. Filmlerdeki gibi uzun sıra sıra oturma yerleri, piyano ve bolca kitap vardı. Küçük bir bina. Rus Yahudi Kongresince finanse edilen yapı 1998 de açılmış. Hem ibadethane, hem müze niteliğinde.
Anıt Camii: Kiliseden sonra 1995-1997 yılları arasında yapılmış, 60 metre yüksekliğindeki tek minaresi ile camiide Tatar, Özbek, Kafkas mimarisi kullanılmış. 2. Dünya Savaşında Rusya için savaşmış ve ölmüş müslümanların anısına yapılmış. Üst kat bayanlar için ayrılmış, Rusça/Arapça Kuran ve dua kitapları mevcut...Yukarı çıplak mermer merdivenlerden çıkıyorsunuz ve tabi ki soğuk, malesef... Gittiğimde bomboştu, muhtemelen ezan vaktinde değişiyordur, çünkü Rusya da müslümanlar oldukça çok. Bayanlar katında tek bir genç kız kulaklık takmış yatıyordu... 
Sonuç: Dua etmeyi seviyorum... :) ve bu yapıları gezmeyi...
Alya Eda'ya üçünü de gezdirdim. Hepsinde dua edebileceğini söyledim ve camiide namaz kılabileceğini de biliyor:) 
Herkesin saptırmadan, gerçekten inanç ve inançsızlığını yaşayabilmesi dileğiyle...

11 Temmuz 2017 Salı

İşsiz ve Moskova'da

Bugün işsizliğimin iki, Moskova'ya gelişimin bir ayı doldu...

İşsizliğe bakacak olursak 10 sene bankacılık sonrası, sudan çıkmış balık gibiyim sanırım...Aslında hala tatilde miyim, nerdeyim, ne yapıyorum, ne yapacağım gibi sorular soruyor ve düşünüp duruyorum ama bakalım... Pek inanmasada kimse gerçekten bir planım yok, özellikle bir kaç ay plan yapmak falan da istemiyorum. Tabi ki dil öğrenmek istiyorum, Alya Eda dil öğrensin istiyorum. Sosyal aktiviteler, okullar, kurslar bakıyorum ama beklemedeyim. Hayatımın hiç bir döneminde olmadığı kadar belirsiz bir bekleyiş ya da düşünme dönemi diyelim... Keyfim yerinde mi? Evet. Bir dönem bu şekilde yaşayabilir miyim evet. O zaman tadını çıkarmaya çalışıyorum. Rahat ve değişiklik bana biraz batıyor ama:))

Bir aylık Moskova hayatına gelirsek...Yolculuk sorunsuzdu şükür. Eşyalar ile ilgili tek sıkıntım tek bir tşörte dökülen tüm parfüm şişesi...Hevesle aldığım yeni tşörte mi, orjinal parfümüme yanayım...Allahtan yaz gelmedi de tşörte ihtiyaç duymuyorum:))) 
Üzüldüğüm husus çok fazla bakliyat türü yiyecek getirmiş olmam, burada olduğuna bir türlü ikna olmadım, benim hatam... Yerine daha çok eşya getirebilirmişim...Getirdiğim elbise ve şortları hiç kullanamadık, üzgünüm...1+1 evde gerçekten az eşya, az kıyafetle alıştığımdan farklı bir hayat yaşıyorum. 2 spor ayakkabım, bir babetim var düşünsenize, dramatik değil mi:))) Zaten babeti de 2 kere giyebildim. 4 pantolon getirmişim, 2 si en yazlığından, toplasan 5 kere giyemedim, ama demek ki 2 ayakkabı ile yaşanabiliyor... Yağmur ve havanın da planlarımı çok karıştırdığı gerçek. 2 tencere, 2 tava ile mutfakta yemek de zor oluyor, kullan, bulaşık makinasına at, 2 saat bekle, yeniden kullan döngüsündeyim. Enerji tasarrufunda makinaların tam dolmasından yana yaşamışımdır hep ama sürekli elimde yıkayamayacağımdan burada bu prensibimi esnettim. Tabi Rusya' da elektrik, su fiyatları Türkiye'den çok farklı, çok ucuz. Ama fiyattan öte dünya enerji tüketimi sebebi ile bu husustan rahatsızım...Bir de indüksiyon ocak koymuşlar, lanet olsun en berbat son moda teknoloji kesin bu ocaklar...Sadece özel tencere, tava alman gerekiyor...Yani aslında bir sürü tava, tencere ve caanım kahve cezvesi Alya Eda'ya oyuncak oldu.Moskova'da kirada olmasan yaşam nispeten kolay ve daha uygun olur. Kıyafet pahalı deniyordu ama klasik Türkiyede alışveriş yaptığınız yerler Zara, H&M, Massimo Dutti ise aynı sayılır. 

Kril alfabesi beni deli ediyor, yaşamımı tabi ki zorlaştırıyor. Mağazalarda, restoranlarda ingilizce bulmak zor ama eskiden çok daha kötüymüş, şimdi %50 ingilizce ile yaşayabiliyorsun. Google translate ile paketlerin üstünü, menüleri çeviriyor, okuyabiliyorum. Market alışverişi zor olmuyor. Yaz ingilizce 'egg' diye hem yazıyor, hem okuyor Rusçasını. Bir şey bulamazsam, yazılışını gösterip anlaşıyorum markettekilerle, zaten en kötü fotoğraf gösterebilirsin:) Çeviride üst seviyem yanlış aldığımız biz tavaya ait, 'i want to change this pot'( bu tavayı değiştirmek istiyorum) cümlesini çevirip, müşteri hizmetlerindeki kadına gösterdim ve anlaştık, ben daha ne yapayım:) Yandex Taksi ile de muhatap olmadan gideceğin adresi işaretleyip, kartla ödeme yapıp ulaşımı halledebiliyorsun. Bazen iletişim gerekiyor ama tarzanca ile idare etmeye çalışıyorum. Azeri, dolayısıyla Türkçe bilen taksici de çok. Taksi kullanırken sevmediğim şey bir nokta işaretledin, oraya gideceksin işte. Tabi yolda güzel bir yer görüp inmek isteyince içimde kalıyor çünkü konuşamıyorum:))) Çocuk koltuğu takside zorunlu, olaki taksi isterken belirtmedin, taksici gelip seni almadan gidebilir, alırsa da söyleniyor, surat asıyor, diğer yandan çocuk koltuğu olmazsa ciddi cezalar var. Zaten taksiciler hep söyleniyor, hep kuralları var, geçen gün takside kek yemeye kalktık adam bakışıyla dövdü bizi. Bazen bunlar nasıl çocuk sever dediğim oluyor. 
Ulaşımda metro henüz kullanamadım, kesin kullanır hallederim diyordum bu konuda baya geri kaldım. Bir de otobüse binmek istiyorum, otobüse binmezsem burda yaşıyor hissetmeyeceğim.

Havalar sebebiyle biraz park, biraz AVM gezdim...En basit anlatımla çoğu ünlü, merkez caddeler Beyoğlu, Nişantaşı...Binalar muhteşem...Müzelere bir de çocukla bulaşamadım pek, Kremlin haricinde...Onda da yalnız değildim de ondan:) Zaman gerekiyor. Bir de yazın denize/nehire giriyorduk biz diyorlar... Düşünüyorum sadece üzerine...

Gelmeden önce iletişime geçtiğim Türk kişiler olmuştu, onlarla bir kaç kere buluştum. Akran ya da çocuklu olmaları da avantaj. Bir kaç tane de görüştüğüm ama henüz buluşamadıklarım var. Türk bol burada ve Türk-Rus özünde dost/akraba vb. bence. Sitede parkta Alya Eda ile konuşurken karşılaştığım Türkler ve eşi Türk olan Ruslar var. İlla Türk olsun, Türkçe konuşacağım dersen de çevre kesin buluyorsun yani:) 

Kafe/restaurantta Rusça bilmiyorum Türkçe konuşayım derken karşına Türkçe bilen bir Türki cumhuriyet vatandaşı kesin çıkıyor.

Gezip tozuyorum görünümündeki tozpembelikler harici, 2 den 3 e geçecek ergenimle çılgınca zorlanıyorum. Söylenip durduğum bakıcılara, vay be ne zormuş işleri diyesim geliyor:) İster istemez en çok çocuk parklarında vakit geçiriyoruz. Bugün 19.30 dan 21.30 a kadar ağladı, 23.30a kadar da uyumadı, yemek yiyemedim...Kocan nerde derseniz: Yaşasın mesaili mükemmel Türk inşaat şirketlerimiz...Değişen sadece ülke oluyor, mantık değil tabi ki.

Kısa kısa notlarım, yaşantım böyle... Gezmeye, keşife devam...

9 Temmuz 2017 Pazar

150 yılı devirmiş, Moskova Hayvanat Bahçesi

1864...Yıllaaar yıllar önce kurulmuş bir hayvanat bahçesi Moskova hayvanat bahçesi...O eski yılların fotoğrafları da parkta mevcut, eski eğlencelerin, hayvanların gelişlerinin, bakım ve tedavilerinin fotoğraflarını sergilemişler...
Tabi eski bina ve yapılar yenilenmiş, parkın alanı genişletilmiş, hatta eski/yeni hayvanat bahçesi diye geçiyor, diğer tarafa cadde üzerinden köprü ile geçebiliyorsunuz.
Şehir merkezinde ve ulaşımı kolay. Biz güneşli bir pazar günü gittik (bir ay olacak Moskova'ya geleli, bir daha o kadar güneş görmedik :)) Bilet sırası inanılmaz kalabalıktı,ancak her şey seri ilerlediği için çok da beklemeden girebildik. Bilet fiyatları 500 ruble, şu an 30 tl civarı, çocuk için ayrı bilet alınmıyor.
Yaklaşık 1000 çeşit ve 6500 ün üzerinde hayvan mevcut. Hayvanları saymıyorum tabi ki aklınıza gelen neredeyse hepsi var... Özellikle aklımda kalanları yazayım. Beyaz kutup ayıları ve buzdan dağlarda dansları keyifli, ördekler parktaki kocaman gölde huzur verici olarak yaşıyorlar, kelebekler için özel alan mevcut, kertenkele ve yılanların olduğu bina dar bir koridordan oluşuyor, nefes almak imkansız. Zürafa hep sempatik hep sempatik:) Suda yüzüp serinleyen boz ayıyı da kıskandım. Akvaryum kısmına giriş için ayrıca para ödemeniz gerekiyor. İnternette gördüğüm yorumlardan biri hayvanları mutsuz gördüm şeklindeydi, bana da öyle geldi ama zaten kafesteler nasıl mutlu olsunlar... Bir de o gün sıcağın altında boğulmuş olabilirler...

Hayvanat bahçesinin Rusça ve İngilizce olarak inceleyebileceğiniz oldukça başarılı bir web sayfası var:
http://moscowzoo.su
Web sayfasında bahçenin tarihini okuyabilir, arşivdeki fotoğraflara bakabilir, hayvanların bakımı gibi konularda bilgi alabilirsiniz. Ayrıca çocuklar için düzenlenen özel gezi ve dersler için de bilgiler sitede veriliyor.