Bumerang - Yazarkafe

30 Aralık 2016 Cuma

Endişelerim, korkularım, yitip giden umutlarım...

O kadar korkuyorum ki...
Günlük hayatımda görünürde hiç bir şey değişmedi. Sabah kalkıyorum, kişisel bir kaç sebebim sonucu metrobüs ile işe geliyorum. Çalışıyorum, çalışmıyorum, çok çalışıyorum, söyleniyorum...Öğlen çoğunlukla yemekhanede yemek yiyorum, biraz yürüyüş yapıyorum. Avm geziyorum. Bazen değişiklik olsun diye Avm de yiyorum. Yine çalışıyorum ve kalabalıklar arasında metrobüs ile evime dönüyorum. Sıcak evimde kızım ile vakit geçiriyorum, onunla eğlenmeye, ona bir şeyler öğretmeye çalışıyorum. Yattıktan sonra ertesi gün hazırlıkları ile hafta içini tamamlıyorum. Haftasonu da kendimce geziyorum, alışveriş yapıyorum. Kardeş, akraba, arkadaş ile görüşüyorum. Bazen evden çıkmıyorum... Yani dedim ya klasik standart hayat yaşıyorum. Maaşımı alıyorum, harcıyorum, biriktiriyorum..Mikro düzeyde normal bir hayatım var, yaşayıp gidiyorum...

Gibi görünüyor..

Aslında çok korkuyorum. Aslında aylardır uyuyamıyorum. Aslında geçenlerde ilk defa korkularım yüzünden psikolaga gitmek istedim ama ülkenin yarısının bu sebeple gitmek istediğini de düşünüp anlamsız buldum...Bomba patlamasından korkuyorum desem bana paranoyak demez sanırım... Yakınlarımın başına bir şey gelmesinden korkuyorum desem...Tacizden tecavüzden en çok da kızım için korkuyorum desem paranoya teşhisi almam değil mi? Ambulans sesi duyunca hastaya şifa yerine telefona sarılıp nerede olay oldu diye korkuyorum desem beni anlamaması mümkün olur mu? Rüyalarımda bu felaketlerle boğuştuğumu söylesem, çaktırmasam da bu ülkeden gitmek istemesem de korkudan öldüğümü söylesem...Bu korkular ilaçla tedavi edilebilir mi?

Mikro düzeyde yaşıyoruz şükür ama makro bakınca o kadar zor ki yaşamak...Endişelerim, korkularım , yitip giden umutlarım.... 

**vikipedi: Paranoya,aşırı endişe veya korkuyla karakterize edilen, sıkça mantıksız kuruntularla bilinen bir rahatsızlıktır.