Bumerang - Yazarkafe

10 Kasım 2015 Salı

Orta Şeker Hallerim

Mutluyken paylaşmak insan ruhuna ters bir şey mi acaba? Nereden aklıma geldi? Şöyleki bu aralar iş başta olmak üzere bayağı mutsuz depresif bir halim var sadece yatmak dışında bir isteğim yok. Çevrede mutsuzluk haddinde fazla,kötü insan haddidnden fazla...Bir önceki yazımda yaDığım gibi sevgi görmemiş insanla paylaşım zor. Bu depresif hallerim sebebi ile de paylaşmaya/paylaşıma kapalı hissettim kendimi. Sonra ne zamanlar yazıyorum diye düşündüm de eskiden beri mutsuzken gerek şiir gerek düz yazı yazardım kağıtlara...Ama depresif haller çöküntü oluyor. Demekki belli ruh hali sınırı var hobi olarak yazmanın...mutluyken vakit ayıramadığım, musuzluğum dibindeyken canımın istemediği zamanlar oluyor anlaşılan. Artık bir yazı yazdığımda anlarsınız ruh halimi...orta şeker şekerim

4 Kasım 2015 Çarşamba

Sevgiye İnanmak

Sadece sevgi olsa daha güzel olur muydu dünya?
Gözlerinden ateş çıkıyor...Nefret  çıkıyor...Hırslarınla yandığını görüyorum...
Çocuğum olduktan sonra ise tek bir sahnen var gözümde, kenardaki yalnız çocuk.
Ve ben en nefret ettiğim anda bile senden sadece o zavallı çocuğu görüyorum. Keşke biraz sevgi alabilseydi... Sevgiyle güzelleşir miydi dünyası?
O çocuğa üzülüyorum ve eline aldığın güç ile çevrende yıkmaya çalıştığın yakmaya çalıştığın çocukluğumuza üzülüyorum...
Kızmak, bağırmak, çağırmak ve kafana topuklu ayakkabımı indirmek istediğim doğrudur. Susturmaya çalışsam da kalbimin öfkeyle beddua ettiği doğrudur. Ama ben sana sevgi de diliyorum, merhamet diliyorum... Bu duyguları sen de yaşa, yaşamadan ölme istiyorum. Ama acılarını pişmanlıklarını da yaşa, çekmeden bunları ölme de istiyorum...
Bir parça daha sevgi olsa güzelleşir miydi dünya?
Bu yüzden daha da önemsiyorum çocukları. Mutlu ortamlar, mutlu toplum, mutlu gelecek elimizde, buna inanmak istiyorum. Buna inanarak seviyorum tüm çocukları. Herkes sevgi versin çocuklara istiyorum. İnanmalıyız sevgiyle güzelleşecek dünya...
Sizce de sadece sevgi olsa daha güzel olmaz mıydı bu dünya?
Sevgiye inanıyorum, getireceği güzelliklere inanıyorum. Herkesin kalbine sevgi diliyorum...

Sevgiler

25 Ekim 2015 Pazar

Değişiklik iyidir...

Çocuğun olunca ne değişiyor?

Çocuğun olunca ne değişiyor diye sürekli sorulur ya, madde madde bir yazı gibi olacak ama bence şöyle:
Daha duygusal oluyorsun
Daha güçlü oluyorsun
Çocuğuna anne değil tüm çocuklara anne oluyorsun
Anneni anlıyor, daha da çok seviyorsun
Gelecek kaygın artıyor
Daha uzun yaşamak istiyorsun
Geleceği görmekle ilgili merakın artıyor ama kendin için değil, çocuğunun geleceği merak sebebi...
Daha şükürcü oluyorsun
Doktor, hemşire, aşçı, öğretmen, oyuncak imalatçısı ve daha bir çok meslek sahibi oluyorsun
Oyun öğrenmeye çalışıyorsun
Sabırlı olmakta kendini aşıyorsun
Uykusuz oluyorsun
Yemek yemeye vakit bulamayabiliyorsun
Az şikayetçi olmaya başlıyorsun
Baktığın her yetişkinin bir gün bebek ve çocuk olduğunu düşünüyorsun
Bir heykeltraş olduğunu düşünüyorsun
Mutluluk nedir anlıyorsun
Muhtaçlık nedir anlıyorsun
Yardım etme kapasiteni artırıyorsun
Ağlayan çocuk gördüğünde kınamıyorsun ama sen herşeye ağlıyorsun
Daha çok seviyorsun herşeyi, daha çok sevgi yaymak istiyorsun, tüm çocuklar sevilsin istiyorsun
Bir tane konuşamayan varlığı anlıyorsun
Hayatı baştan öğreniyorsun, yemek yemek, yürümek, tuvalete gitmek herşey yeniden öğrenilecek
Bir elmayı ıssırmak, tuvalete gitmek, gülmek, bir kelime söylemek ne kadar büyük nimetmiş ve ne kadar da zormuş öğreniyorsun
Erken yatıp erken kalkmayı, gec yatıp erken kalkmayı ve uyumasan da erken kalkmayı öğreniyorsun
Sinemaya gidemeyebiliyorsun, sevdiğin bir çok aktiviteyle vedalaşıyorsun, sosyallik azalabiliyor
Ama ömrümün sonuna kadar bir daha sinemaya gitmesem de olur diyebiliyorsun çocuğun olunca...
Kısaca ilk aklıma gelenler böyle. Değişiyor evet ama zaten değişiklik iyidir demez miyiz hep:)


21 Ekim 2015 Çarşamba

Büyüdüğünü Hayal Ediyorum...

Büyüdüğünü hayal ediyorum...Saçların uzamış,belki bir kalem sürmüşsün güzel gözlerine...Kime sevgiyle bakacaksın, kimden nefret edeceksin. Nerede okuyacaksın, ne isteyeceksin, ne hayaller kuracaksın...Ne rengi seveceksin, ne giymek isteyeceksin? Bizim de ortak kıyafetlerimiz olacak mı? Beraber neler yapacağız? Seni bir yere yolcularken ne kadar özleyeceğim kimbilir. Özleyeceğim ama senin gözlerinin içi gülüyorsa nasıl susacağım. Kim üzecek seni...Kime aşık olacaksın, ne kadar ağlayacaksın ve ben bu acının hiç olduğunu anlatabilecek miyim sana... Benim gibi oje aşığı olup uzun tırnak sevecek misin, anneannen gibi sevmeyecek misin? Ben anneanneme çekmişim mesela:) Bana ne kadar kızacaksın seni korumaya çalışırken? Sözlerin canımı acıtacak mı acaba...büyüdüğünü görebilecek miyim? Okulun evlenmen çocuğun...yanında olabilecek miyim? Arkadaşlarınla ergen muhabbetini duyacak mıyım?? Sen de işe başlayacak mısın? isyan edecek, koşturacak mısın? Kendi hayatının telaşında bize kızacak mısın? Bazen niye doğurdun diye bazen niye böyle yetiştirdin diye bazen sırf kızacak birini aradığın için...Üzülme sen olur mu ne olursa olsun üzülme, zoraki güçlü olma ama biraz boşver sen olur mu? Hayatın kısa olduğunu erken öğrenip hafife al hayatı... Hızla geçiyor ya zaman, yakalamaya çalışma koşturma, huzurlu yavaş tadını çıkar anın...Her günün birbirinden güzel geçsin bebeğim. ben bir şekilde göreceğim seni, kokun hiç gitmeyecek burnumdan yanında olacağım, olmalıyım. Dualar bunun için değil mi? İstemek önemli bir yol katetmek değil mi? Senin en güzel en kötü gününde yanında olmak istiyorum bitaneciğim...

29 Eylül 2015 Salı

İyi ki doğdun...

Bekledim ve cok istedim seni...Sonra kargaşalar içinde beklemediğim ama her gece dua ettiğim anda aldım varlık haberini. 12 Ocak 2014 te öğrendim varlığını mucizem bebeğim şansım yaşam enerjim neşem...Gelmekte yaptığın tembelliği doğmakta da yaptın bir türlü gelmeyince hooop kestiler göbek bağımızı verdiler seni kucağıma...29 eylül 19.37 de hayat bağımız başladı...Nasıl anlatılır ki o pamuk tenin...O cennet kokusu nasıl anlatılır ki...Hayatımın her anına neşe heves enerji kattın bir yıldır...Artık kokun gitmez burnumdan...Seninle yeni bir hayata başladım ben. Seninle büyüdüm büyüyeceğim. Daha olgun daha sulugöz,  daha güçlü daha zayıf oldum ben... Seni her saniye yanımdayken bile özler oldum...Her bebekte seni düşünüp herkese sevgi dolu oldum. Bu karanlık dünyada tüm bebekleri sever, hepiniz için endişelenir oldum. Bir bebeğin canı yanınca, uzaklarda bir bebek bir can bir evlat ölünce ağlar, yanar oldum...Canım kızım can kızım varlık sebebim enerjim bircem neşem :) Alya Edam hoşgeldin iyi ki geldin... Senden öncesi boşmuş, annelikten ötesi yokmuş...O minik ellerin hep elimi tutsun, o gözler hep mutlu baksın, kalbin hep heyecanlı güzelliklere atsın...Hayal ettiğin her şey hep seninle olsun...Şımar çünkü sen birtanesin sadece herkes birilerinin birtanesi bunu unutmayarak şımar, sonuna kadar şımar sonuna kadar sev kendini. Seni en çok ben seveceğim en çok ben özleyeceğim, ben merak edeceğim. Belki bu sebeple en çok da benden sıkılacaksın (biraz baban da olabilir:) )ama tek gerçek ben seni seveceğim yine seveceğim yine seveceğim hep seveceğim...Şimdi yapıyorum ya sana ensenden yaklaşıp kulağına 'Ne kadar güzel koktuğunu biliyor musun' diye ben bunu sana hep yapacağım. Seni öpmeye seneler geçse de doyamayacağım....Dualarım hep seninle olacak, tüm güzel dileklerim sana olacak, hep şükür sebebim olacaksın... Allahım sana sağlıklı mutlu huzurlu sevgi dolu yıllar versin, hep kıymet bilenlerle olacağın keşkesiz yılların olsun gülen gözlü mutlu bebeğim SENİ ÇOK SEVİYORUM

P.s: ne kadar güzel koktuğunu biliyor musun

3 Eylül 2015 Perşembe

Bugünleri anlamayacak günlerin olsun

Sen geldin diye aydınlandı dünyam..
Ama dünya öyle karanlıkki bebeğim...
Bir bebek karaya vurdu bugün biliyor musun, umarım bunu hayretler içinde okuyup nasıl yani diye hayretler içinde soracağın bir dünya olur yaşadığın. Ama gerçek bu! İçinde bu minicik bebeğin de olduğu 12 kişi karaya vurdu. Karaya vurdular çünkü anlamsız koşullarda ülkelerini terkediyorlardı. 'Niye güvenliksiz böyle bir yolculuğa çıkar ki insan anlamıyorum' diyeceğin bir dünyan olur umarım...Şartlar şu an böyle bebeğim, insanlar kaçmaya çalışıyor...Birileri aslında hep olduğu gibi kendi menfaati için savaş çıkarıyor. Umarım bu acılar biter de düzelir dünya. Hayalleri umutları olan bir çok aile ülkesini terketmek zorunda kaldı. Uzaklaşmanın, hayatını geride bırakmanın acısı, imkansızlıkların acısı kimbilir daha bilmediğimiz ne acıları var. Allahım tüm insanlara yardım et, en önemlisi kalplerine merhamet ver....

İnşallah senin bu zor günleri anlamayak güzel günlerin olur bebeğim...

22 Ağustos 2015 Cumartesi

Toprak artık güzel kokmaz ki...

Uyuyamıyorum...
Öyle fotoğraflar anlamsız paylaşımlar yapıyorum sosyal medyadan ama içim de rahat değil... Uyuyamıyorum.
Anne olduğumdan mı diyeceğim değil ben zaten böyleydim takarım uyuyamam da şimdi bir başka...
Korkup sessizce bir köşeye çekilip kızımı göğsüme bastırıp sessizce sonsuza kadar orada durasım var...
Uyuyamıyorum çünkü üzülüyorum, üzüntümü anlatacak kelime bulamıyorum. Acıkınca ağlamasına dayanamadığın bebek büyüyor ama daha büyümüyor 20 yaşında bir kuzu...birilerinin hırsının kurbanı oluyor...yürek nasıl dayanır?! bir anne bir baba nasıl dayanır...bir evlat niye babasız büyür...aklım almıyor, düşündükçe gördükçe okudukça başım ağrıyor, uyuyamıyorum...
Nasıl vatan sağolsun denir,milli mücadele beraber veriliyordu beraberlik nerde? Hem ne hafifletir o annenin acısını bilmiyorum...içim acıyor uyuyamıyorum ama birazdan dalarım, giderim kızıma sarılır kokusunda huzur bulurum. O anne ne yapacak artık ona toprak güzel kokmaz ki...toprak kokusu artık huzur verir mi ki...
Allahım tüm şehit ailelerine sabır ver, güç ver...

5 Ağustos 2015 Çarşamba

Sadece 'Babammmm'

Bu defa ben yazmadım
9 sene 2 ay önce yazılmış bir yazı
Bitanem babam mezunuyetim için yıllığıma yazmış...dün de nostalji hatırlar mısın diye bana göndermiş:))hatırlamam mı babammmmm
Allah bize beraber sağlıklı uzun yıllar versin insallah

----
Hayatımızın en önemli şeyi, su gibi akıp giden ve varlığından haberdar olmak istemediğimiz “zaman”, bak bizi nereye getirdin! Heyhat! daha dün gibi, ilkokula başladığın zaman ki telaşlarımız, Anadolu lisesi yılların, sınav streslerin ve Ankara’ya yollarken ki gözyaşlarımız… Demek fakülte de bitiyor ha! Bir söz vardır: “Hayatınızı seviyorsanız zamanınızı boşa harcamayınız, çünkü zaman hayatın kendisidir” der… “Arkamızda bırakabileceklerimizin ve kendimize katabileceklerimizin sınırı yoktur”. “Hep böyle bir şey istemiştim…” veya “keşke …” deme bundan sonra dilerim. Bir işe kalkıştığında ilk düşüncen; istiyorum, yapacağım ve tek hedefinde sonuç elde etmek olsun. Zaman ne; yapmayı düşündüklerine yetmeyecek kadar kısa, ne de; senin harekete geçmeni bekleyecek kadar uzundur. Ve unutma ki her şeyin bir zamanı vardır.
Canım kızım, sen azminle, çalışmanla, kararlılığınla, gayretinle hayatta en güzel her şeyi hak ediyorsun, dilerim elde edersin de. Ve hayatın boyunca seni hak edenlerle, sevdiklerinle mutlu olursun. Seninle hep iftihar ettim ve edeceğim. Sana sevgim, güvenim, inancım, desteğim, vefam, dualarım tamdır ve ömrüm boyunca böyle sürecektir bilesin. Şimdiye kadar da öyle yapmaya çalıştım, çalıştık değil mi? Doğru zamanlarda kendin için en doğru yerlerde, en doğru şekilde olman dileğiyle… Sağlık, mutluluk ve başarılarla dolu nice güzel yıllar ve pırıl pırıl bir yaşam dilerim (tabi dostların, sevdiklerin ve ailenle birlikte).
Güzel kızım, ıhlamur çiçeğim, nadide gülüm, gamzeli balım, güler yüzün hiç solmasın, kalbinden sevgi hiç eksik olmasın, mutluluk, sağlık, neşe ve huzur hep seninle olsun inşallah. Seni hep çok sevip özlediğimi söylememe gerek var mı bilmem ki!...
                                                                                                                                           Baban
------ 

12 Temmuz 2015 Pazar

İnternetten bakıcı bulunur mu?

Kadın olmak zor...
Anne olmak çok zor...
Çalışan anne olmak tarifsiz zor...
Yengeç burcu bir çalışan anne için ise bitti hayat...
Öyle tahmin ediyorum, öyle hissediyorum çünkü henüz çalışmaya başlamadım. Sadece beklenen gün çok yaklaştı ve bende durum pek bir depresif... Herkes avutmaya çalışıyor falan ama kalın kafama girmiyor... Alya Eda ya bakıp bakıp ağlıyorum,emziriyorum ağlıyorum, uyutuyorum ağlıyorum. Oyun oynuyoruz gözlerine bakıp ağlıyorum. Hayır çocuğun da psikolojisini bozacağım... Anlıyor hissediyor zaten sanırım bana inanılmaz düştü yapış yapış yaşıyoruz. Benim dışımda kimsede durmuyor, sürekli bir mızmızlık hali...Ek gıdayı bırakıp sadece anne sütüne dönmeye çalışıyor nerdeyse:))
Aslında bu süreçte anladım ki bırakıp gitmek zor evet ama asıl mesele bu değil. Güvenebileceğim birini bulsam aklım evde/kızımda kalmasa bayağı bir rahatlayacağım. 
Ve mecburen bakıcı arayışımız başladı. Komşular,mahalle kasabı, kuaför, sağlık merkezindeki hemşiremize bile haber verdim, bakıcı arıyoruz. Söz konusu olan canın olunca bakıcı kelimesi de pek bir itici...Kızımıza teyze, annanne, babanne arıyoruz... Çevreden bulamadım ve vaktim daraldığı için internete ilan verdim. Kimileri için delilik olabilir ama bence çaresizlik:) Nasıl güveneceğim sorusu hep var olmayacak mıydı zaten mecburdum... Çok kişi aradı, çok kişiyle görüştüm. Pişman değilim bugün olsa yine yaparım:) Hayatımız sanallaşmadı mı zaten?
Bakıcı maceralarım ise bir sonraki yazıda...

Minik Kızın Aslan Babası

Bence durmadan büyüyen tek sevgi baba-kız arasındaki olmalı. Anneyi sevmemek zaten mümkün değil, eşe sevgiliye sevgi azalıyor şekil değiştiriyor bazen alışkanlığa dönüyor... Kardeş seviledebiliyor silinedebiliyor... Baba kız sevgisi ise paylaştıkça yaşadıkça artıyor...
Zaman geçtikçe bağ güçleniyor. Bir gülücükle başlıyor, sımsıkı sarılmayla devam ediyor... Aradaki aşk oluyor... Anne kıskanıyor görünsede bunu, aslında bundan sonsuz haz alıyor... Minicik kızının aslan babası... Bir anne için en önemli güç ve duygu kendine bir şey olursa hatta olmasa da çocuğunu güvenerek bırakabileceği bir baba. Çocuk içinse arkanı her daim sorgusuzca yaslayabileceğin bir baba güç demek, mutluluk demek, hayatta sağlam duruş, her güçlüğe dayanıp her güçlüğü yenebilmek demek...
Hayatımdaki güçlü duruşum için, hep desteğin için: Babacım iyi ki varsın..,
Kızım adına kızım için Kızımın babası iyi ki varsın :)
Yeğenim canım adına yeğenimin babası kardeşim iyi ki varsın :)

18 Mayıs 2015 Pazartesi

3,5 tl ye mutluluk olur mu?

Bir Kadıköy günü...
Havalarin ısınmaya başladığı bahar değil artık yaz geldi diyebileceğimiz bu günlerde tek isteğim yürüyüş.  Ek gidayi sadece destek olarak iki öğün aldığımız bu zamanlarda, Alya Eda pusetinde de uyudugu için keyifle dışarı çıkıyoruz. Gerçi gelişen algısı, çevreyi incelemesi ile artık uykuya dalması birkaç ay oncesine göre oldukça zor oluyor ama yine de çok uykusu geldiyse dalıyor. Genelde kısa mesafe ve yakın çevrede aynı sokakta bir kaç kere yürüyerek yapıyorum yürüyüş ama bazen değişiklik iyi geliyor. Cuma günü bu degisiklige ihtiyacım vardı. Bebek cantami topladım ve bebek arabamizla yuruyerek kadikoy bahariye ye doğru yola çıktık. Yavaş yavaş vitrinleri izleyerek vitrinlerdeki nesneleri renkleri giysileri inceleyerek uzun  bir mesefa katettim. Kuaför ilanları,  dil kursu broşürleri , anketorler, promosyon yapmaya çalışan mağazalar günden geriye kalanlardan bir kısmı.  Torun gezdiren nineler dedeler, çılgın öğrenciler,  yaklaşan seçimle birlikte siyasi propagandacilar...ama asıl aklımda kalan bebek pusetini almış mutlu çift...giyimlerinden muhabbetlerine kadar çılgın olan öğrenciler...Bankta tek başına oturmuş guneslenen yaşlı Istanbul hanimefendisi teyze... Kadıköy doğumlu olan Alya Eda şanslı diye düşünmedim değil...Ve inşallah öyledir...Bahariyede çalışanlar vardı , selfie çubuğu satanlar vardi, heykel kılığına girmişler,  muzisyenler vardı ama dilenciler yoktu...
Kahve kokusu balık kokusu var Kadıköyde sarı lacivert Kadıköyde...
Yorulduk sonra bir fincan çay bir de kır pidesi alarak oturdum minik bir börekcide, halime sukrettim sevdiklerim sağ olduğu için sağlıklı olduğu için,  kızımla keyif yapabildiğim için,  3,5 tl yi harciyabildigim ve bu kadar paraya mutlu olabildiğim için...

10 Mayıs 2015 Pazar

Seni Seviyorum Anne

Bugün benim ilk anneler günüm...Alya Eda için ne hissettiğimi yazmayacağım...Minik prensesim benim dünyadaki en önemli en güzel hediyem...Hep söylüyorum sonsuz şükür sebebim o. Ama diğer şansım, diğer şükür sebebim ailem....Ve tabi anneler gününde annemi yazacağım. Hakkaten anne olunca anliyormussun bir çok şeyi...Annenin nasıl emek verdiğini sana...Sen de beni emzirken anneni düşünüp ağlamış mıydın? Sen de bana bakıp minik mucizem demiştin değil mi? Minik mucizen büyüdü sana minik mucize verdi...Sen de böyle top kafaliydin derken o günleri özlüyorsun değil mi? Annem seni çok özlüyorum...Allaha şükür sağsin sagliklisin varsın biraz mesefa olsun aramızda...Telefonun ucundaki varlığına şükürler olsun...
Benim annem tam bir vefakar cefakar anne...Gerçi bu kelimeler zaten anne olunca otomatik üzerine siniyor. Küçükken anlamak zordu neden her akşam 22 de uyuduğunu...oysa şimdi o kadar basit ki anlamak...ne kadar yordun kendini annem...okulda mükemmel öğrenciler yetiştirmeye çalış... eve gel bize yetiş, eve yetiş...Ben bir taneye bakamıyorum bak izindeyim bir de, sen bizi üçüz gibi nasıl büyüttün anne? O nasıl sabır, o nasıl güç o nasıl kalp anne? Annenin hakkı ödenmezmiş senin ki hiç ödenmez anne...
Hani seni kırıyorum ya bazen, bir tek sen çekersin o nazı biliyorum da ondan...Yoksa seni üzmemeliyim sana kıyamam annem affet      
İyi ki dogurmussun beni, iyi ki sen dogurmussun, iyi ki annem olmuşsun. Yeterince çok söylemedigim için de affet: SENİ SEVİYORUM

1 Mayıs 2015 Cuma

No Poo- Doğal dediler tutamadım kendimi

No poo (şampuansız) akımı ticari, kimyasal şampuan kullanmadan saç yıkama akımı.                      
Benim bu akımla tanışmam bir gazete haberi ile başladı. Doğallıktan yana ya es geçmem mümkün değildi. Ben zaten senelerdir evde yoğurdumu mayalarım, beyaz sabun hayatımdadır, kendim sabun parfüm deterjan vb yapmaya çabalamışımdır...Karbonat ve sirke genel temizlik malzemelerimdir. Hal böyle olunca araştırdım No poo akımını. Bu akımda şampuan kullanımı yok, kimyasallar yok. Saçınızı sadece suyla yıkıyorsunuz. Evet her seferinde sadece su. Maksimum yikamak için karbonatli su, durulamak için de sirkeli su kullanabilirsiniz. Saç tipinize yağlılık durumuna göre karbonatin miktarında değişiklik yapmanız gerekebiliyor. Saç bakımı için de yine bazı doğal yağlardan faydalanabiliniyor. Olur mu olmaz mı göreceğiz ancak dünyada bir çok takipçisi/ uygulayıcısı var. Kimyasallarin cildin yağ dengesini bozduğunu bu sebeple saçların daha çok yağlandığını daha sık yıkanmaya ihtiyacı olduğunu savunuyorlar ki bana hiç de mantıksız gelmiyor...
Hazır evde doğum iznindeyken denemenin tam zamanı diye düşünerek 10 gündür deniyorum. Henüz saçlarım ahenkle dans etmiyor klasik yağlı saçlarla geziyorum ama korkunç değil. Biraz koku var ama geçecek diye ümit ediyorum. Bunca kişi yalan söylüyor olamaz...Annem bitleneceksin dese de, bir dönem kuaföre gidemeyecek olsam da doğal olan candır sağlıktır diyerek denemeye değer diyorum...Bakalım saçlarım ahenkle dans edecek mi:)) Gelişmeleri de paylaşacağım... Sağlıklı kalın

13 Nisan 2015 Pazartesi

Neden Sıradan Anne Neden Özel Çocuk ?

Neden Sıradan Anne? Neden bunu yakıştırdım anneligime?
Sıradanlık nedir ki? Basitlik midir? Küçümsenmeli midir?
Türk Dil Kurumuna göre sıfat olarak sıradan bayağı demek. Bayağı kelimesi ise biraz detaylı anlatılmış. Ben herhangi bir özelliği olmayan alelade anlamını benimsiyorum.
Sıradan bir anneyim çünkü her anne gibi Alya Eda nın karnı aç mı diye endişeleniyorum.        
Sıradan bir anneyim çünkü her anne gibi yüzü gülünce dünyanın en mutlusu ben oluyorum.
Sıradan bir anneyim çünkü her anne gibi o aglayınca ben haddinden çok üzülüyorum.
Sıradan bir anneyim çünkü her anne gibiyim. Kızımı çok seviyorum, bakışı içimi titretiyor...Beraber yatmak kalkmak oynamak dünyalara bedel...
Sıradan yani herkes gibi her anne gibi...Ya da her anne de olması gerektiği gibi sevgi dolu ilgi dolu...
Kızıma ise özel dedim. Nesi özel? Neden Özel Çocuk?  Evet her bebek gibi işte aslında, tatlı, muhtaç dolayısıyla da özel...Hele benim için tabi ki çok özel. Her bebek gibi acıkıyor, altını batırıyor, ağlıyor, oyun istiyor, sevilmek istiyor ve hızla büyüyor...Aslında hem özel hem sıradan yani...
Hepimiz sıradan anneleriz hepimize özel çocuklar verilmiş. Tadını çıkarabilmek dileğiyle....