Bumerang - Yazarkafe

17 Eylül 2020 Perşembe

Part 3: Pandemi günlükleri...Evde ilk 1,5 ay

İlkbahar geçti, yaz bitti... Bakalım sonbahar da neler yapacağız... Bu dönem geçti, gitti, atladık... Ya da bir dönem kaçtı, kayboldu hayatımızdan başka bir ifadeyle, bilemiyorum... 16 martta son kez işe gidip evden çalışmak üzere dağıldık....30 nisan akşamına kadar evde Alya ile bambaşka bir deneyim yaşadım...Aslında öncelikle yine de evden çalışabildiğim için gerçekten çok şükür...

Herkesin değişik tecrübesi oldu... Düşünceler değişti, duygular karıştı... Gerçek, simülasyon karıştı... Bilimkurgu ile Türk filmi arasında kalmak olarak yorumladım ben süreci... Sene 2020 dışarı çıkamama, minik virüse yenik düşme bilim kurgusu içindeyken, sevdiklerinden uzak, dokunamadığın bir dramatize Türk filmi hayat...

Mart 2020 iyice yayılmaya başladı virüs. Ben hafif cesur, Moskova’dan gelen babasıyla kızımı şehir dışına bile gönderdim... Mantık ve tedbir bir yere kadardı...Kızım yokken eve erken dönmem gerekmez ya tiyatroya gittim o hafta meğer sonmuş... Gerçekten bir daha gider miyim ne zaman giderim niye giderim tiyatroya bilmiyorum... Taksim... Kadıköy... Zaten yabancılaşıyorlardı şimdi bambaşka bir sebeple ayrıyız...

Pandemi sürecinde bizim kadar sabırlı olamayan, zaten yeni başlamış bakıcımız bir dönem sonra bizi terkedince, uzun süredir koptuğum ev-iş-çocuk-temizlik-yemek sarmalında bocaladım... Alya şükür her zaman oldukça uyumlu bir çocuk ama çocuk sonuçta. İstekleri, ihtiyaçları var...

Her zamanki gibi bol bol fotoğraf çektim, ANlarımızı. Haftasonları etkinlikler yapmaya çalıştık evde Alya’yla. Mısır, cips, film keyfi de yaptık, kitap okuduk, ders çalıştık, dans ettik, spor yaptık... Bu dönemde popülerleşen online müze gezilerine katıldık...Elimden geleni yaptım ama günümüz ebeveyni olarak asla yeterli göremeyeceğim kendimi...

Çoğu beyaz yakalının şikayet ettiği gibi değişik bir iş temposuna girdik. Başlarda hepimiz çok cebelleştik... Dönem dönem yoğun, dönem dönem sakin olsa da asla bitmedi mesai... Ya da mesai neydi ki? Şu tempoda çalıştığım çok oldu: 18-19 gibi ekranı kapat, bari 2-3 saat düzgünce ilgilen çocukla, yemek ye, sonra o uyuduktan sonra yeniden çalış... Bazen arkadaşlarla aramızda konuşuyoruz bu dönemi verimli geçirdim bekleyen dizileri izledim, bilmem kaç tane kitap okudum diyenler, nasıl nasıl nasıl yaptınız ya? 

Daha önceki bir yazıda paylaştığım gibi, hamurlar, kekler havada ucuştu... Bir elimde vanilya bir elimde sarımsak kokusu....

Online okul bir kaç videodan ibaret kaldı... Online bale dersi devam etti... Ama tabi ki verim oldukça düştü...

Alışkın olmadığımız bu tempoda pjama değiştirmeye gerek var mıydı? Sütyen takmak gerekir miydi? Sabah akşam aynı kıyafetle lohusa topuzuyla yaşandı bir dönem... Noo poo akımı da önemli, hazır evdeyden saçımın yağlanmasını da azaltayım dedim (konu ile ilgili eski yazım için tıklayın) . Sonra sıkıldım, bir aydınlanma geldi, evde kendi kendimize makyaj, oje enerjisi ile mini eteğimizi giyip odalar arası gezilerimizi yaptık miniğimle:) Kah öyle kah böyle aylar geçti... Sürecin bu başını lohusamsı günler olarak adlandırıyorum... :)

Zaten minimalizme baya ilgisi artmış olan ben (bakınız eski yazım) dışarı da çıkamayınca tüm kıyafet alışveriş uygulamalarını sildim...Açıkcası kargocuların, kuryecilerin artan iş yükünü artırmak bana çok üzücü bir yük gibi geldi... Ayrıca yaptığın her ilave alışveriş, ilave temas bir risk demekti ki, çok korkak olduğum net...Harita uygulamaları, cafelerin uygulamaları hep silindi...

Alışverişe gelince: ben senelerdir bir çok sebeple mecburen sanal marketleri hep kullanıyordum. Ama gördükki ne kadar da yetersizlermiş...Günlerce yoğun olup sipariş veremediğim oldu...Markete ise sanırım temmuz ayına kadar hiiiç gitmedim!... Biriktirip sipariş verdim, online açılma saatlerini bekledim... Tüm marketlerin sanal uygulamalarını yükledim... Bir Türk olarak baya evde istifçiydim de... Bu dönemde 70 yaş üstü karşı komşuma bir çok online alışveriş yaptım, faturalarını ödedim. Aldığım duaların işe yarıyacağına inanıyorum :)) Pek çok kişinin aksine Maddi huzur dönemi oldu bile sayılır benim için...Normalde herkesin faturaları artar, ben bakıcısız kendi düzenimde bu giderlerimi dengeledim... Sonra vakit geçmeyince yeniden alışverip uygulamaları yüklense de azimle sadece seyrettim. İkinci el satışlarımı denedim ama kargoya çıkabilecek cesaretim tabi ki olmadı...

En zararlı uygulama yeniden Twitter oldu bana. Çok uzun zamandır kullanmıyordum. Yeniden yükledim. Sen misin yükleyen, vakalar bir yandan, deprem söylentileri bir yandan uykusuz geceler merhaba! Bu arada işe gitmek için mesaiden beş dakika önce uyanabilme lüksü paha biçilemez:)))

Zaten görüntülü konuşma vardı aile içinde, iyice arttırdık... Bir ara kuzenler görüntülü evcilik de denediler ama uzun sürmedi, en zoru çocuklardaki bunalımı görme hali sanırım...

Benim için en zoru, tabiri caizse ciddi ‘’challenge’’ Alya’nın uzayan tablet-tv süreleri oldu. Çalışmak zorundasın, ne izlediğine bile bakamıyorsun... Kenarda öyle saatlerce bir şeyler izledi :(( Oysa ben bakıcılara bile sürekli müdahale ederdim, 3 bölüm izledi kapatalım artık, sabah izledi, şimdi izlemesin seviyesinden saatlerce izler hale geldi:(( Beraber olmak ama ilgilenememek de ayrı bir vicdan azabı... Yine de şükür sebeplerim kesinlikle daha çok...

Temizlik??? Ona vakit ayıracak halim yok tabi ki!..Çok zorlandığım konulardan biri oldu... En basit hali ile idare eder seviyede yaşadık tabi ki:) Kısa bir süre önce yeni bakıcıya annem ev işlerini anlatırken hergün tuvaleti çamaşır suyu ile silmesini söyledim diyince bir delirmiş, ben kullanmıyorum o kadar kimyasal demiştim:) Büyük konuşma!!!! Dışarı çıkmamamıza rağmen o çamaşır suları dostum oldu, ev dışında alınan her paket özenle hijyenik hale getirildi... En çok yorulduğum konulardan biri olmakla birlikte hala devam silmeye... Sirke ve karbonat dostumdu, dostum kaldılar... 

Ev girişinde dezenfektan, çamaşır suyu, ıslak mendil.... Gelen herşeye düşman ya da canlı virüs gözüyle bakıyorum:)

 8 Nisan online doğumgünü kutlaması yaptık Duygu'muza...Hepten iyice sanallaştık...

Ve bu dönemi yaşayan hepimiz için malum 10 nisan gecesi... Yaklaşık bir aydır hiç dışarı çıkmamış olsam da son anda gelen aniden duyurulan panik halindeki ilk sokağa çıkma yasağı... Tam Alya'yı yatıracaktım ve yine o lanet Twitter a bulaştım ve tabi whatsup grupları da başlamıştı... Birden çaresizlik, korku... :( Ekmek var? Ahhh Suyum yok? Çıksam Alya'yı nereye bırakacağım, kalabalıkta herkesin paniğinde virüsten o kadar sakınmışken bulaşma riski... Berbat, plansız bir ilk haftasonu yasak açıklamasıydı malesef... 

Alya'yla ilk dışarı çıkış...13 Nisan'da ilk defa apartman bahçesine çıktık... Allahım toprağa dokunmaya korkuyoruz. Eve gelince temizlen, temizlen, sınırsız kontrol... Güneşi unutacaktık:(

Bir de sağlıkçımız vardı, Ayşe Nur... Bizler evde gerçekten korku ile alışveriş bile yapamazken hergün işe gidip gelen, merak etmek, endişelenmek de ne!!! Rahat ve bize yansıtmazken olaki enfekte olursam nerede nasıl kalır yaşarım planları yapan...Onlar için endişe de bambaşkaydı... Ve olmuş aylardan Eylül, değişen ?!

Evde artık çocuklar için dayanılmaz hale gelen süreci hiç olmazsa ve öncelikle onlar için iyi hale getirmek için, 30 nisan akşamı Alya ile beraber kardeşime geçtik. Artık iki kuzen oynayacak, biz çalışacaktık. Ve ev halkınızdaki iki üç kişi dışında yeniden görüşebilmek ne güzeldi... Öncelik çocuklar olmakla birlikte, ne güzeldi birliktelik genelde... Sonraki sürecimiz bir başka yazıda efendim:)

Bakalım resimlerde ilave ne anılar var:)



17 nisan evde çalışmaya çalışmanın ilk günü...
İlk günden bozulan bilgisayarla son çıkış: 18 nisan
Gruplardan gelen, bitmeyen ilaç tavsiyeleri...
Yeni güneşlenme versiyonu:


artık manzaradan anladığımız:)



işte en üzüldüğüm kısım:

pjama çıkarmadan rezillik ve keyif bir arada....

Nar çili:)
Evin halleri...Etkinlikler....





Temizlik şart...
Her şey de analıkızlı model...

eve kapanmadan önce sürekli kuaföre gidip, postij saçlarımı çıkarttırmam gerekiyor diye söyleniyordum... bu işin başa düşmüş hali. pense ile sabah 5 e kadar saçlar tek tek çıkarıldı... zaten sonra da hiç kuaför görmedim, evde saç kesimi devam... kıl tüy işlerini sormayın...


Görüntülü gezmeler:





Çalışıyoruz....




çeşit çeşit uygulamalarla yeni sosyal buluşmalar:)


Hasret giderme ancak fotoğraflarla....
Ben şunu yapıyorum, ben bunu yapıyorum fotoğrafları...
Evin genel hali....
Çalışırken kahvaltı...

Çeşitli keyif fotoğrafları...

En başarılı ev uğraşım:
saç kesimi artık evde:

Online bale
Yine bir versiyon görüntülü konuşma:




yemekte ve fotoğraf çekmekte sınır yok...

yok canım bunalmadım ki

Birce'yi iyileştirme seansı

çiçeklerime kendim bakmak zorunda kaldım, zooorrr



detay temizlik zamanı:



galiba bitmeyecekti:

Biz de kahve keyfi yaparız:

Sorarım evde yatan yatılı bakıcılar ne yaparlar.... İş başa düştü temizliği detayı:





Çalışırken, uzaktan sevişmek...

bayılan tek ben değilimdir:)

Online konser... Ve geleceğe dair hayaller...


İlk dışarı çıkışımız....

balerinim...



Kahveler, yemekler denemeler bitmiyordu.. ki bunun detayı: http://siradananneozelcocuk.blogspot.com/2020/08/ilk-eve-kapans-part-1-pandemi.html
Maske...

resim konusunda çok geliştim çoook

İşte o ilk çıkış...



Yaşasın teknoloji:

yarım kalan hedefler...Ev temposunda denedim ama yolum çooook



Çeşit çeşit oyalanmalar.. Bu süreçte en sevmediim konulardan biri temizliğe dikkat edebilme adına kısa tırnağa dönüştü:( evet Allah başka dert vermesin ama:)


23 nisan evde ve okul ile online kutlandı tabi ki...

çalışırken hamur bile yoğururum iddiamın olduğu başlardaki çılgın günler...




Evi temizliyor,ikinci el satış yapabilmek için hazırlık yapıyorumdur... Seviyorum bu tüketim tarzını

Evde kendi kendimize kutlamalarda yaptık

Bunlar düşman, domestos silahıyla karşlanıyorlar kapıda:)

yeni üyemiz çorap kukla...

hafta özetim neymiş:

Düşen ilk diş de bu döneme geldi: 


diş perisi çizimim:)

Online öğrenme süreci...

Canım İBB:)

Yapılan alışverişler boş odada bozulana kadar bekliyor, üzerine çamaşır suları sıkılıyor... hepsi virüsmüş gibi onlardan nefret ediliyordu:) Kıtlık varmışcasına depolamak adettendi...

Sosyalleşme anlayışımız:

Eski fotoğraflar ortaya çıktı:
 

Ve daha birsürü şey....