Belgesel başlangıç cümlesi: Zamanınız koşturmaca ile geçiyor. Hiç bir şey bizi tatmin etmiyor.
Tanıdık değil mi?… Koşturmaca…Bol koşturma, bol yorgunluk. Bazen bir an nefes almadım kendim için diye bir aydınlanma…
Sevdiysen konuş
değil, not al yaz mantığında olduğum içinJ Belgeselden alıntı cümlelerim tabi ki
var: ‘‘Boşluk doldurmak için eşya almak, kazandığından çok harcamak…Kazanmanın
kontrolu bizde değil ama harcamanın ki bizde…Amerikada evlerde en çok
kullanılan cümle seni seviyorum mu, bunu istiyorum mu…Eskiden reklamlar
anneleri hedef alırdı şimdi anneler es geçiliyor direk çocuk…’’
Belgeselden çook etkilendim dersem yalan söylerim çünkü bu akımı biliyor ve zaten çok etkileniyordum. Biraz daha yoğun şekilde hayatıma almaya çalışıyorum ve çalışacağım o kadar. Benim için tek kriter var: Ayakkabı minimalizme dahil değil:))
Çok basit bir
cümle ile felsefesi: Tüketimin
mutlulukla bir ilgisi yok. Olsaydı, şu an kabul edin çoğumuz daha
mutluyduk, hani derler ya büyükler para mutluluk getirmiyor, çoğunlukla doğru
değil mi?
Bu azla
yetinmek değil, bence o da önemli bir parçası ama asıl şey sürekli alışveriş
yapabilecekken bunun ihtiyaç olmadığını farkedip, almamak. Doğru şeye gerekli
şeye hem vakit hem nakit harcamak…
Ben de evde 2 yemek takımı varken heveslenip 3. sünü alanlardandım. Hatta itiraf edeyim ki her gün çıkan o güzel modellerle bu sayıyı 4-5 yapma isteğim var... Ama ne olacak onca kalabalık? Tabağımın güzelliğine değil de zaman ayırabildiğime bakacak insanlar olsa çok daha önemli hayatımda…ya da aslında zamanım olsa…Bol tüketim bol çalışmayı getiriyor, daha çok eşya için daha çok kazanmalıyım, daha çok çalışmalıyım. Çok eşya almalıyım, şimdi bunun da borcunu ödemeliyim. Şimdi yenisini almalıyım, bir de bunun için para biriktirmeliyim…Oysa özü ne biliyor musunuz, sırf modası geçti diye ayda bir oturduğum o masayı değiştirmek için bir yıl daha fazla çalışmam gerekecek. Kişisel tercih daha çok çalışıp daha çok eşyayı tercih edebilirsiniz, sonra daha çok temizlik malzemesiyle o eşyaları temizleyebilir, temizlikçiye ihtiyaç duyar, daha çok kıyafetle, daha çok dolaba, daha büyük eve, ev büyüdüğü için daha çok eşyaya ihtiyaç duyarsınız. Bunları almak için de daha çok çalışmak lazım tabi ki derken nefes bile almadığınız, bir kısır döngü… Çok çalışmaya varım ama artık paramı gezmeye harcamak istiyorum, sevdiğim bir tabloyu alıp seyredebilirim, sinemaya, tiyatroya gitmek, kurslara yazılmak, bir şeyler öğrenmek istiyorum. Binlerce kıyafet arasında bir kere giyebileceğim kıyafete para vermek istemiyorum…seyahat edebilmek istiyorum, tabi kendi özelimde kızıma fırsatlar sunabilmek istiyorum. Basit bir hayat hayal ediyorum…. Küçük bir ev, sade ama istediğim gibi eşyalar alınmış…
Çünkü diğer
yandan da bizim nesilin üst nesilden etkilenmesi, baskısıyla, evimizde tüm
sülalemi günlerce ağırlayacak kadar yün yorgan, nevresim, yemek takımı, koltuk,
sandalye, gümüşlük vb var... Mesela ben bunları atamıyorum ve kara kara ne
yapacağım bu kadar eşyayı diye düşünüyorum…
En güzel
aydınlanmayı Moskova’ya gidince yaşadım. 1+1 ev, bugüne kadar hiiiç alışık
olmadığım bir düzen…Eşyaları taşıyamadım ki, bir ayakkabım, bir botum var,
zaten ayakkabı dolabım yok…Orada bir çok kişi için normal…Ben ise özledim
kıyafetlerimi yalan yok! Eşyalı kiralık orda da evler genelde, 6 kase, 6 düz
tabak var…1 tencerem bir tavam, 6 bardağım… Biraz çoğalttım tabi özümde Türklük
var J misafircilik var…Biri yatıya gelse ne yaparım
derdi kafamın bi köşesinde hep var… Ama ağırlıklı alıştım. Bir kere temizlik o
kadar kolay ki, bir saatte evi süpür sil, toz alacak bir eşya yok, tam bir
rahatlık işte… Vakit senin, daha değerli
ne var ki? İşin bitti, dilediğin kadar gezebilirsin, dilediğin kişilere,
dilediğin işe zaman ayırabilirsin…
Az eşyayı, alışveriş
yapmamanızı, para harcamamanızı cimrilik olarak değerlendirecekler var, bence
He deyip geçinJ Bir gün anlarlar ya da anlamasın,
önemli olan benim mutluluğumJ Bu cimrilik değil, doğaya saygı
cebine saygı…
bizim yaptığımız kalabalık ne için??!!
Minimalizmdeki
bir diğer öneri yedikleriniz az ama kaliteli olsun, abur cubur gereksiz tüketim
yapmayın diyor. Kim mantıksız bulabilir?
Sessizlik ve
şükür minimalizmde değinilen ihtiyaçlardan. Çok ihtiyacım var.
Minimalizmi
araştırırken bir sitede öneri olarak okudum: sırada dilinizi minimalize etmek
var. Söylenmek, şikayet, kötü sözler yok. Mesela bir gün deneyin, şikayet orucu.
Çok güzel değil mi?
Ben kendi
çapımda neler yapıyor nelere dikkat ediyorum, neler önerebilirim, basitçe
nerden nasıl başlayalım?
Gerek
markette, gerek hayatta alışveriş listesi yapmayı deneyin. Markette alışveriş
listesi zaten daha sık duyduğumuz daha uygulanabilir geliyor ama Gerçek alışverişte
de oldukça kolay. Siyah kaban, krem bot, güneş gözlüğü ihtiyacım var
yazıyorsunuz, sonra alışverişte eliniz siyah bota gidince ihtiyacınız
olmadığını farkedip bırakabilirsinizJ Denedim oluyor, yapılabilir…Aslında
daha önemlisi yapmaya değer… kendimiz için, gelecek için çok değerli bir bakış
açısı, gerektiği kadar tüketebilmek.
Başarı ile
uyguladığım, kendimle gerçekten gurur duyduğum konum, 2. El satışlar ve geri
dönüşüm. Birincisi geri dönüşümü önemseyin, atık çıkarmamak azaltmak tabi ki
önemli ama çıkıyorsa da çöp olmasın, geri dönüşüme atalım, kıyafetler dahil. Bu
konuda kıyafet firmaları zaman zaman geri dönüşüe destek oluyorlar. Benim en
sevdiğim kampanya hep H&M de… Bir dönem 10 TL olarak uyguladıkları
kampanyaları şu sıralar tek üründe %15 indirim şeklinde. Bir orta boy poşet
eski tekstili kasaya bırakıyorsunuz ve indirim çekini alıyorsunuz. Firmada bu
eski kıyafetleri, tekstil ürünlerini değerlendiriyor. Herkes için,
kazan&kazan prensibi, çevre için, dünya için…
Biraz kızıma
da bu değerleri vermeye çalışıyorum, tabi çocuk zayıf noktamız, daha yol çok
ama başarabilirim umarım. Gereğinden fazla oyuncağı olduğu için oyuncak
almıyorum. Bebek oyuncağı diyerek oyuncaklarını ayırıp veriyor ya da satıyorum,
genelde teslimatı gözü önünde yapıyor ve başka bir bebeğin işine yarayacağını
gösteriyorum. Kazandığımız parayla da onun oyuncak alma şansı oluyor. Çocuk
eşya ve kıyafetleri kesinlikle ikinci elde değerlendirilmeli ki bu en sevdiğim
şeyJ Geri dönüşüm çöpçüm de genelde kendisi oluyor J
İkinci el
kıyafet/ eşya satmak için bir çok uygulamayı kullanıyorum, ayrıca facebookta
takip ettiğim, kullandığım gruplar da var. Letgo, Zebramo, Dolap aktif
kullanıyorum. Gardolap ve Tutumluanneyi duydum ama pek aktif değilim. Çok şiddetle
ikinci el alım-satımı tavsiye ederim.
O kadar çok
tüketime yönlendiriliyoruz ki…Yazı arasında webde gezerken ‘süt dişi saklama
kutusu’na rastladım, çook sevimliydi,bir beğendim, sonra yazdığım konuyu
hatırlayıp vazgeçtim J
Telefonunuzdaki
alışveriş sitelerinin uygulamalarını silmeyi deneyin, ihtiyaç olursa
yüklersiniz, web sayfasındna bakarsınız, alışveriş boş zaman etkinliği değil.
Canım sıkıldı alışveriş sitesi gezeyim aktivitesi vakit, nakit kaybı…Neyin
kazancı olabilir, ben bilmiyorum. Silmeyi deneyin çok iyi hissettiriyor…
Bir kıyafet
aldım, bir tane vermeliyim. Bir ayakkabı aldım, birini vermeliyim denemeye
çalıştıklarımdan… Kıymak biraz zor oluyor, kabulJ Dolabımda hala yıllardır giymediğim
kıyafetlerim var…
Son senelerde
hatta son son sene hayat çok pahalandı gerçekten ama ben aslında genelde
doğuştan minimalistmişim ya da realist J bilemiyorum. Bir şey çok beğensem de
param ve imkanım varsa da bir kaç gün beklemeyi tercih ediyorum. 3 gün sonra
hala istiyorsam ve beğeniyorsam da alırım geneldeJ
Yine vurguluyorum
ayakkabı benim için minimalizmin dışında kalıyor. Biliyorum gelecek
eleştirileri, savunmamı yapayımJ Beğenip bir kaç rengini alabilirim
ayakkabının sonuçta kullanıyorum, dolapta boşuna durmuyor. Hem bayağı mutluluk
da veriyor canımmm…
Bazı hususlarından
bahsettim, sadece maddiyat değil minimalizm. Manevi arınma da var içinde. Bu kısımda
iyi değilim henüz, Sosyal medya/rehber temizliği yapamadım... siz
yapabiliyorsanız başlayın bence.
Daha basit,
daha kolay, daha temiz, daha sade, daha mutlu bir gelecek hayalimle…
Super olmuş Şulecim sonuna kadar okudum.o tatlı kizini da opuyorum.sevgiler...
YanıtlaSilÇook teşekkür😘😘
Sil