Bumerang - Yazarkafe

4 Mayıs 2018 Cuma

Novodeviç ve Nazım

1898 yılında açılan mezarlık, aynı isimli manastırın yanında ve nehir kenarında yeşillikler içinde turistik bir alan. SSCB devrinden beri, Kremlin duvarının dibine gömülen birkaç isim hariç, ülkenin en önemli mezarlığı sayılıyor. Siyasetten sanata, tüm ünlü isimlerin mezarı da burada. Yakılıp külleri duvarlardaki vazolara konulanlar dahil, 27 bin kişinin mezarı varmış. Yazar, aktör, aktris gibi ünlüler de olduğu için özel ziyaret alanı, müze statüsünde. Türkler için de asıl önemi Nazım Hikmet'in mezarının burada olması olabilir.

Mezarlıktaki detaylara geçmeden çok kısaca Nazım Hikmet Ran kimdi, hatırlayalım. 1902 Selanik doğumlu. Selanikte doğmak ne güzelmiş:) Mavi gözlü dev olarak da anılıyor. Şair, roman yazarı, oyun yazarı. Siyasi görüşü sebebiyle defalarca tutuklanmış, gençliği hapislerde geçmiş. Şiirleri yasaklanan ve yaşamı boyunca yazdıkları yüzünden 11 ayrı davadan yargılanan Nazım Hikmet, çeşitli cezaevlerinde 12 yılı aşkın süre yattı. 1951 yılında Türk vatandaşlığından çıkarıldı; ölümünden 46 yıl sonra, 5 Ocak 2009'da yeniden Türk Vatandaşlığına kabul edildi. Ölümünden sonra! 1963'te Moskova'da ölüp, defnediliyor. Memleket hasretinden hep bahsedilir, bu yüzden demiş olsa gerek 'Gitmek sadece bir eylemdir, unutmak ise devrim!'... Şiirleri elliden fazla dile çevrilmiş ve bir çok uluslararası ödül almıştır, dünya'da 20.yüzyılın en önemli şairler arasında gösterilmektedir. Evlilikleri, aşkları, yurtdışı gidişleri, gelişleri, kaçışları ile uzun ve ilginç bir hayatı var ancak uzun yazmayacağım, bir çok kaynak var zaten bu konuda. Ve bir gün azıcık zaman ayırıp, bir kaç şiirini okuyun mutlaka. Ne güzel ne özeldir benim için 'Ceviz ağacı', ankara barlarından... 'Ne güzel şey hatırlamak seni' aslında hiç unutamadıklarımız için... 'Seviyorum seni' ekmeği tuza banıp yer gibi... Ve ' Yaşamaya dair' serisi var, fotoğraflardan sonra eklemeden geçemedim. Ve fotoğraflara en güzellerinden birini ekledim, aldanışlarımız, inanışlarımız...

Mezara dönelim, metro ile ulaşım oldukça kolay, pembe hat Lujniki ya da kırmızı hat Sportivnaya ile yakınında iniyorsunuz. 3/5 dakikalık yürüme mesafesi var.

Mezarlıkta kim nerde yatıyor bulmak ya da sormak, sorabilirsen cevap almak mümkün değil. Girişteki levhadan bakabilir ya da girişte mezarların yerini anlatan rehber kitapçıklardan alabilirsiniz ama aslında Nazım' ın mezarını bulmak zor değil. Ana kapıdan girdikten sonra sol tarafta yol üzerinde, aralara girmenize de gerek yok, gidip bulamayan oluyor. Bulup görmenizi dilerim. Mezar taşı siyah bir granitten olup meşhur şiirlerinden biri olan rüzgâra karşı yürüyen adam figürü taş üzerinde ebedileştirilmiş.

Mezar girişi ücretli yazıyor çoğu web sitesinde ama artık değil, biz ücret ödemedik, manastır tadilat dolayısıyla kapalıydı, manastırı gezemedik. Mezar gezmesi sonuçta kimileri keyif alabilir, şahsi fikrim ise abartılacak bir şey olmadığı yönünde:) Zengin mezarlığı görüyorsunuz, dolayısıyla ihtişam bol. Fotoğraflar, heykeller, gösterişli yapılar. Yeni mezarlarda var, daha yeni gömülmüş kişiler... Paran var ise mezarlıkta yer alabiliyormuşsun. Ünlü sözleri, kimilerinin çeşitli fotoğraflı mezarları, kimi kapılı küçük saray gibi yaptırmış mezarını. Köpeğinin heykeli olan, balet olup heykeliyle mezarı olan...Mezarlarda hep çiçekler var, hatta yapay kumaştan çiçekler... Bazı mezarların başında bank var, oturmak için. Bir çoğunda mum var. Yapay çim ile üzeri örtülmüşünü bile gördüm. Külleri kavanozda olan mezarlar var, bir cam bölmenin arkasında duruyor. Vakit var ise görülmeli ama ilk gidilecek yer olmadığı kesin:)
Mezarlıktaki bazı ünlüler:
-Mikhail Bulgakov
-Anton Çehov
-Nikolay Gogol
-Vlademir Mayakovsky
-Sergei Prokofiev
-Boris Yeltsin
-Dmitry Shostakovich
-Nazım Hikmet
Rüzgara karşı yürüyen adam- Nazım'ın mezarı başı
Mezar ana giriş yolu

Nazım'ın son aşkı Vera

Nazım'ın mezarında saygıyla...

Yeni bir mezar

Küllerin de olduğu duvar

Yapay çimli bir mezar 


mezarların yerini gösteren bilgilendirme panosu








Yaşamaya Dair (3 parça)-1947/1948
1
Yaşamak şakaya gelmez,
büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
bir sincap gibi mesela,
yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,
yani bütün işin gücün yaşamak olacak.

Yaşamayı ciddiye alacaksın,
yani o derecede, öylesine ki,
mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,
yahut kocaman gözlüklerin,
beyaz gömleğinle bir laboratuarda
insanlar için ölebileceksin,
hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,
hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,
hem de en güzel en gerçek şeyin
yaşamak olduğunu bildiğin halde.

Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,
hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,
yaşamak yanı ağır bastığından.


2
Diyelim ki, ağır ameliyatlık hastayız,
yani, beyaz masadan,
bir daha kalkmamak ihtimali de var.
Duymamak mümkün değilse de biraz erken gitmenin kederini
biz yine de güleceğiz anlatılan Bektaşi fıkrasına,
hava yağmurlu mu, diye bakacağız pencereden,
yahut da sabırsızlıkla bekleyeceğiz
en son ajans haberlerini.

Diyelim ki, dövüşülmeye değer bir şeyler için,
diyelim ki, cephedeyiz.
Daha orda ilk hücumda, daha o gün
yüzükoyun kapaklanıp ölmek de mümkün.
Tuhaf bir hınçla bileceğiz bunu,
fakat yine de çıldırasıya merak edeceğiz
belki yıllarca sürecek olan savaşın sonunu.

Diyelim ki hapisteyiz,
yaşımız da elliye yakın,
daha da on sekiz sene olsun açılmasına demir kapının.
Yine de dışarıyla birlikte yaşayacağız,
insanları, hayvanları, kavgası ve rüzgarıyla
yani, duvarın ardındaki dışarıyla.

Yani, nasıl ve nerede olursak olalım
hiç ölünmeyecekmiş gibi yaşanacak...

3
Bu dünya soğuyacak,
yıldızların arasında bir yıldız,
hem de en ufacıklarından,
mavi kadifede bir yaldız zerresi yani,
yani bu koskocaman dünyamız.

Bu dünya soğuyacak günün birinde,
hatta bir buz yığını
yahut ölü bir bulut gibi de değil,
boş bir ceviz gibi yuvarlanacak
zifiri karanlıkta uçsuz bucaksız.

Şimdiden çekilecek acısı bunun,
duyulacak mahzunluğu şimdiden.
Böylesine sevilecek bu dünya
'Yaşadım' diyebilmen için... 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder